Aklı kesmek deyimini duymuşsunuzdur. Bu, bir işe girişmeden önce, onu yapmak akıl gücünün ve kabiliyetlerini elverişli olup olmadığını tartmak, yollamak ve hesaplamak gerektiğini belirtmek için söylenen bir deyimdir. Bilindiği gibi, halk arasında Lokman hekim diye ün salan meşhur bilgin ve filozof Ebu Ali Hüseyin İbn Sina (980-1037 ) aslen Belh şehrine yerleşmiş bir Türk ailesinin çocuğudur.  Samani Devleti’nin başkenti olan Buhara yakınlarındaki Efşene kasabasında doğdu. En çok tıp dalına merak etti. Yüzden fazla eseri olup Doğu ve Batı dillerinin hepsine tercüme edilmiştir. Eserlerinin pek çoğu tıp, fizik ve astronomiye aittir.İbn Sina , tahsil hayatının ilk çağlarında( riyaziye ) denilen matematik derslerini pek kavrayamamıştır.
        Bir gün kırda gezerken bir kuyu gördü. Kuyunun ağzında mermerden oluşmuş, çember şeklinde bir bilezik vardı. Kuyu ağzının büyüklüğüne göre yapılmış ve konulmuş olan bu taşa dikkatle baktı, mermer bileziğin iç tarafları, kova ipinin sürtüşmesiyle sanki oluk oluk oyulmuş ve kesilmiş gibiydi. Kovanın bağlı bulunduğu urgan, kuyu dibine her iniş ve çıkışta bu mermere sürte sürte onu aşındırmış ve nerede ise kesecek kadar derin oluklar vücuda getirmişti… Büyük bilgin daha çocuk yaşta idi, fakat bu olay ona çok tesir etmişti.
Derin derin düşündü ve şöyle dedi: Urgan gibi yumuşak bir cisim nasıl oluyor da mermer gibi en sert ve çetin bir taşı böyle kesiyordu? Demek ki herhangi bir işte azmetmek, çaba harcamak, sabır, sebat ve direniş göstermek başarının temeliydi.
¢¢ Urgan mermeri nasıl kesmiş ise, benim aklım da matematik derslerini aynı şekilde ve zaman harcayarak kesebilir.’’ diye düşünen İbn Sina o günden sonra matematik derslerine büyük bir sebat ve dikkatle sarıldı ve sonunda muvaffak olup eserler yazdı. Bir rivayete göre dilimizdeki ¢¢ Aklın kesiyor mu? ’’ deyiminin de bu olaydan geldiği söylenmektedir.   


Bu bölüm 7279 defa görüntülenmiştir.